Yabancı Para Alacağının Hacze İştiraki

Yabancı Para Alacağının Hacze İştiraki

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/10265

K. 2011/16697

T. 31.10.2011

• YABANCI PARA ALACAĞININ HACZE İŞTİRAKİ ( Yabancı Paranın Mahcuzun Satış Tarihindeki Türk Lirası Karşılığının Paylaştırmaya Esas Alınması Gerektiği )

• PAYLAŞTIRMAYA ESAS OLMA ( Yabancı Para Alacağının Hacze İştirakinde Yabancı Paranın Mahcuzun Satış Tarihindeki Türk Lirası Karşılığının Paylaştırmaya Esas Alınması Gerektiği )

• SIRA CETVELİNE İTİRAZ ( Sıra Cetveline İtirazları Sonucunda Düzenlenen Yeni Cetvelde Yabancı Para Alacaklılarının Alacakları Aracın Satış Tarihindeki Değerleri İtibariyle Hacze İştiraki Esas Alınmalı ve Döviz Karşılığı Ödemelerin Yine Bu Tarihteki Kur Karşılığına Göre Hesap Edilerek Yapılması Gerektiği )

2004/m.142

ÖZET : Kural olarak, yabancı para alacağının hacze iştirakinde yabancı paranın mahcuzun satış tarihindeki Türk Lirası karşılığının paylaştırmaya esas alınması gerekmektedir. Dava dışı şirketin ( borçlunun ) mülkiyetindeki aracın İcra Müdürlüğünün dosyasından … TL bedelle icraen açık artırma sonucu satıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların sıra cetveline itirazları sonucunda düzenlenen yeni cetvelde; yabancı para alacaklılarının alacakları aracın satış tarihindeki değerleri itibariyle hacze iştiraki esas alınmalı ve döviz karşılığı ödemelerin yine bu tarihteki kur karşılığına göre hesap edilerek yapılması gerekmektedir. Davacının ve ( diğerlerinin ) alacağını geç almaktan dolayı faiz veya kur farkı alacağı oluşmayacaktır. O halde mahkemece, açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde 5.100.00 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, dava dışı şirketten olan alacakları sebebiyle sıra cetveli düzenlendiği, davalı şirketin rehin alacağı 17 550.00 Euro iken rehin sözleşmesi kapsamında olmayan miktarı ilave etmek suretiyle rehinli alacağını 61 500,00 TL olarak bildirmesi sebebiyle sıra cetvelinin iptali davası açmak zorunda kalmaları ve alacaklarını geç aldıkları davalının haksız fiili sebebiyle fazlaya dair hakları mahfuz tutularak 5 100,00 TL tazminatın tahsili istenilmiştir.

Davalı, sıra cetveline itiraz davası sebebiyle kendilerinin de alacaklarını geç aldıklarını kusurları bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalının rehinli alacağı 17 550.00 Euro olduğu halde rehin kapsamında olmayan takip borçlusundan olan alacaklarını da rehin kapsamına dahil ederek gerçeğe aykırı rehin alacak miktarını 61 500,00 TL bildirmek suretiyle sıra cetvelinin iptali davasına sebep olduğu, bu süreçte kur farkı ve faiz sebebiyle davalıya yapılan fazla ödemeden dolayı davacının uğramış olduğu zararın 4 407.55 TL olduğunun bilirkişi tarafından saptanması sebebiyle davanın bu kısım yönünden kabulü cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Kural olarak, yabancı para alacağının hacze iştirakinde yabancı paranın mahcuzun satış tarihindeki Türk Lirası karşılığının paylaştırmaya esas alınması gerekmektedir.

Somut olayda, dava dışı şirketin ( borçlunun ) mülkiyetindeki 34 … … plakalı aracın 23.1.2006 tarihinde Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünün 2005/4087 esas sayılı dosyasından 61 500,00 TL bedelle icraen açık artırma sonucu satıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların sıra cetveline itirazları sonucunda düzenlenen yeni cetvelde; yabancı para alacaklılarının alacakları aracın satış tarihi olan 23.1.2006 tarihindeki değerleri itibariyle hacze iştiraki esas alınmalı ve döviz karşılığı ödemelerin yine bu tarihteki kur karşılığına göre hesap edilerek yapılması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak uygulama sonucunda davacının ve ( diğerlerinin ) alacağını geç almaktan dolayı faiz veya kur farkı alacağı oluşmayacaktır.

O halde mahkemece, yukarda açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçelerle kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın