T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2012/750
K. 2012/2426
T. 28.2.2012
• DOLANDIRICILIK ( Sağlanan Menfaat Miktarı Pek Fahiş Kabul Olunarak Artırım Yapıldığı Halde Uyarlama Hükmünde Alt Sınırdan Ayrılarak Ceza Tayini Gerektiğinin Gözetilmemesinin Hukuka Aykırı Olduğu )
• UYARLAMA YARGILAMASI ( Dolandırıcılık – Yargılama Gideri ve Vekalet Ücretinin Uyarlama Kararında da Aynen Gösterileceği )
• CEZANIN BELİRLENMESİ ( Dolandırıcılık – Sağlanan Menfaat Miktarı Pek Fahiş Kabul Olunarak Artırım Yapıldığı/Uyarlama Hükmünde Alt Sınırdan Ayrılarak Ceza Tayini Gerektiği Yargılama Gideri ve Vekalet Ücretinin Uyarlama Kararında da Aynen Gösterileceği )
765/m.522
5237/m.61, 157
765/m. 503, 522
ÖZET : Sağlanan menfaat miktarı pek fahiş kabul olunarak artırım yapıldığı halde, uyarlama hükmünde alt sınırdan ayrılarak ceza tayini gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Kesinleşen kararın infaza esas alınacak hüküm bölümü ortadan kalkıp geçerliliği sona ereceği için, önceki kesinleşen hükümdeki yargılama gideri ve vekalet ücretinin infazda doğabilecek kuşku ve duraksamaları gidermek üzere uyarlama kararında da aynen gösterilmesi gerekir.
DAVA VE KARAR : Kesinleşen hükümde dolandırıcılık suçundan karar verilirken sağlanan menfaat miktarı pek fahiş kabul olunarak 765 sayılı TCK.nun 522. maddesi uyarınca artırım yapıldığı halde, uyarlama hükmünde 5237 sayılı TCK.nun 61. maddesi gereğince anılan husus nazara alınarak alt sınırdan ayrılarak ceza tayini gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozma üzerine yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre önceki mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece duruşma açılarak daha önce uygulanan hüküm ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasa belirlenip, CMK.nun 231. maddesinin uygulanmama nedenleri gösterilerek hüküm kurulduğundan hükümlüler müdafiinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Kesinleşen kararın infaza esas alınacak hüküm bölümü ortadan kalkıp geçerliliği sona ereceği için, önceki kesinleşen hükümdeki yargılama gideri ve vekalet ücretinin infazda doğabilecek kuşku ve duraksamaları gidermek üzere uyarlama kararında da aynen gösterilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde anılan hususlarda karar verilmemesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı ise de, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “kesinleşen 06.11.2001 tarihli kararda yer alan katılan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 172.500.000 TL (172.TL) maktu vekalet ücretinin sanıklardan müteselsilen alınıp müdahile verilmesine 53.850.000 TL (53 TL) yargılama giderinin sanıklardan müteselsilen alınmasına” paragraflarının eklenmesi suretiyle eleştiri dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA , 28.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.