T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/1416
K. 2012/19282
T. 9.7.2012
• MUHATABIN ADRESTE BULUNMAMASI ( İşyeri Arananın Kolayca Bulunması Mümkün Olmayan Yerlerden İse Tebliğin Yapılmasını O Yeri İdare Eden veya Muhatabın Bulunduğu Kısmın Amirinin Temin Etmesi ve Bunlar Tarafından Muhatabın Derhal Bulundurulması veya Tebliğin Temini Mümkün Olmazsa Tebliğin Kendilerine Yapılması İcap Edeceği )
• İŞYERİ ARANANIN KOLAYCA BULUNMASI MÜMKÜN OLMAYAN YERLERDEN OLMASI ( Tebliğin Yapılmasını O Yeri İdare Eden veya Muhatabın Bulunduğu Kısmın Amirinin Temin Etmesi ve Bunlar Tarafından Muhatabın Derhal Bulundurulması veya Tebliğin Temini Mümkün Olmazsa Tebliğin Kendilerine Yapılması İcap Edeceği )
• MESLEK VE SANATINI EVİNDE İCRA EDENLERE TEBLİĞ ( Memur veya Müstahdemlerinden Biri Bulunmadığı Takdirde Aynı Konuta Oturan Kişilere Yapılması Gerektiği )
• USULSÜZ TEBLİGAT ( Tebligatı Davalı Namına Alan Şahsın Davalıyla Aynı İş Yerinde Çalışan İşçi Olduğu Anlaşıldığına Göre Davalıya Yapılan Tebligat T.K’nun 17. ve 18. Md.lerinde Gösterilen Her İki Durumda da Usulsüz Olduğu )
7201/m.17,18
ÖZET : Tebligatı davalı namına alan şahsın, davalının daimi memur veya müstahdemi olmayıp, davalıyla aynı işyerinde birlikte çalışan diğer bir işçi olduğu anlaşılmaktadır. Muhatabın adresine çıkartılan tebligatın, işyeri arananın kolayca bulunması mümkün olmayan yerlerden ise, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amirinin temin etmesi, bunlar tarafından muhatabın derhal bulundurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğin kendilerine yapılması icap eder.
Şayet davalı belirli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenlerden ise, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebligatın aynı yerdeki daimi memur ve müstahdemlerinden birine, davalı meslek ve sanatını evinde icra edenlerden ise, memur veya müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde, aynı konuta oturan kişilere yapılması gerekir. Tebligatı, davalı namına alan şahsın davalıyla aynı iş yerinde çalışan işçi olduğu anlaşıldığına göre davalıya yapılan tebligat Tebligat Kanununun 17. ve 18. maddelerinde gösterilen her iki durumda da usulsüzdür. Kanunun gösterdiği ayrık durumlar dışında hakim iki tarafı istima veyahut iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere uygun davet etmedikçe hükmünü veremez.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava dilekçesi ve duruşma gününü ihtiva eden davetiye, davalının dava dilekçesinde gösterilen ” Killik köyü – Döşemealtı /Antalya” adresine gönderilmiş, bu adreste “muhatabın adreste bulunmaması” nedeniyle “aynı konut altında çalıştığını, ehliyetli ve reşit olduğunu beyan eden işçi R. E. imzasına” tebliğ edilmiştir. Gösterilen adresin davalının çalıştığı işyeri adresi olduğu görülmektedir. Tebligatı davalı namına alan şahsın, davalının daimi memur veya müstahdemi olmayıp, davalıyla aynı işyerinde birlikte çalışan diğer bir işçi olduğu anlaşılmaktadır. Muhatabın adresine çıkartılan tebligatın, işyeri arananın kolayca bulunması mümkün olmayan yerlerden ise, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amirinin temin etmesi, bunlar tarafından muhatabın derhal bulundurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğin kendilerine yapılması icap eder ( Teb. K.md.18 ). Şayet davalı belirli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenlerden ise, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebligatın aynı yerdeki daimi memur ve müstahdemlerinden birine, davalı meslek ve sanatını evinde icra edenlerden ise, memur veya müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde, aynı konuta oturan kişilere yapılması gerekir ( Teb.K.md.17 ) Tebligatı, davalı namına alan şahsın davalıyla aynı iş yerinde çalışan işçi olduğu anlaşıldığına göre davalıya yapılan tebligat Tebligat Kanununun 17. ve 18. maddelerinde gösterilen her iki durumda da usulsüzdür. Kanunun gösterdiği ayrık durumlar dışında hakim iki tarafı istima veyahut iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere uygun davet etmedikçe hükmünü veremez. Açıklanan yasal hükme aykırı olarak, davalı usulüne uygun şekilde davet edilmeden, savunma ve delillerini bildirme imkanı tanınmadan yokluğunda hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.