ŞÜPHELİ VEYA SANIĞIN MÜDAFİ SEÇİMİ – SANIK AVUKATI
Sanık kavramı ile savunma hakkı kavramı birbiriyle yakın ilişkide olan iki farklı kavramdır. Sanık, suçlu olduğuna dair yoğun kuşku altında bulunulan ancak suçlu olduğu henüz bilmeyen kimsedir. Suçluluğu ispatlanana (hükmen sabit oluncaya) kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı Anayasamızda yer almaktadır. Savunma hakkı da Anayasal bir hak olarak karşımıza çıkar. Zira sanığın savunma hakkı vazgeçilemez bir hak olup, uygulamadaki önemi ile hukuk öğretisindeki erdemi tartışılamaz. Keza sanığın gerçekten suçlu olup olmadığı konusunda doğru ve sağlıklı bir karar verilebilmesi açısından savunma zorunluluğu ortadadır. Ayrıca sanık, gerçekten suçlu olsa dahi kanunda gösterilenden fazla ceza verilmemelidir ve bunun da sağlayıcısı aslında savunmadır.
Sanık, savunma hakkını bizzat kendisi de kullanabilir ancak bu alanda uzman birinin yani bir müdafi – sanık avukatı yardımından da faydalanabilir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda da şüpheli veya sanığın, soruşturmanın ve kovuşturmanın her aşamasında bir ya da birden fazla müdafinin yardımından faydalanabileceği yer almaktadır. Sanığın savunmasının hem kişisel hem de bu konuda uzman olan müdafi yardımı ile yapılabilecek olması bir bakıma savunma hakkının güvencesidir. Zira sanığın savunma hakkını bizzat kendisinin kullanması yani kişisel savunması ile her zaman istenilen noktaya ulaşamayabileceğinin ve bir uzmandan faydalanabilmesinin kabulü bu hakkı tamamlayıcı nitelikte olduğu sonucuna varılabilir. Bu bakımdan uygulamada ceza davalarında savunma hakkı ile bu hakkın müdafi yardımı ile kullanılması ve sanık avukatı kavramının önemli bir yeri vardır.
Çalışma alanımız içerisinde ceza davaları da yer almakta olup, sanık avukatı olarak hizmet de vermekteyiz.
AVUKAT
Bedriye İclal POYRAZ