Kaçak Olarak Kablolu Televizyon Kullanmak

Kaçak Olarak Kablolu Televizyon Kullanmak

avukat avukat

T.C.

YARGITAY

13. CEZA DAİRESİ

E. 2014/22461

K. 2014/24448

T. 14.7.2014

• KAÇAK OLARAK KABLOLU TELEVİZYON KULLANMAK ( Kanun Değişikliği Uyarınca Sanığın Kanunun Yürülüğe Girdiği Tarihten İtibaren 6 Ay İçinde Zararı Tazmin Etmesi Halinde Hakkında Cezaya Hükmolunmayacağı Hükmünün Mahkemesince Gözetileceği )

• LEHE HÜKÜM UYGULAMASI ( Kaçak Olarak Kablolu Televizyon Kullanmak – Lehe Hüküm Taşıyan Kanun Değişikliğine İlişkin Değerlendirmenin Mahkumiyet Kararı Veren Mahkeme Tarafından Yapılacağı )

• ZARARIN TAZMİNİ ( Kaçak Olarak Kablolu Televizyon Kullanmak – Lehe Hüküm Taşıyan Kanun Değişikliğine İlişkin Değerlendirmenin Mahkumiyet Kararı Veren Mahkeme Tarafından Yapılacağı )

6352/m.Geç.2

765/m.522

ÖZET : Kaçak olarak kablolu televizyon kullanmak suretiyle hırsızlık suçunda; yapılan kanun değişikliğinde yer alan sanığın kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde zararı tazmin etmesi halinde hakkında cezaya hükmolunmayacağına ilişkin hüküm uyarınca lehe yasal düzenlemelerin ilgili hakkında uygulanıp uygulanmayacağı hususundaki değerlendirmenin mahkumiyet kararı veren mahkeme tarafından yapılması gerektiği kabul edilmelidir.

DAVA : Kaçak olarak kablolu televizyon kullanmak suretiyle hırsızlık suçundan sanık H. E.’nin, 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/ilk ve 522/1, maddeleri gereğince 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 647 Sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddesi gereğince hapis cezasının 300.000 Türk lira ağır para cezasına çevrilmesine ve aynı Kanun’un 6. maddesi uyarınca teciline dair Şişli 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12.3.1996 tarihli ve 1996/90 esas, 1996/155 Sayılı kararını müteakiben hükümlünün 13.8.2013 tarihli dilekçesiyle yaptığı sabıka ve arşiv kaydının silinmesi talebi üzerine, anılan ilamın adli sicil arşiv kaydından silinmesine ilişkin, İstanbul 16. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 8.11.2013 tarihli, 1990/90 esas, 1996/155 Sayılı kararma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından vaki itirazın reddine dair İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.2.2014 tarihli 2014/17 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 15.4.2014 gün ve 2014.7507.26227 sayılı kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6.5.2014 tarih ve 2014/1449165 Sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.

Mezkur ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre; hükümden sonra 5.7.2012 tarihli ve 28344 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesindeki “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.” hükmü göz önünde bulundurularak 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi uyarınca lehe yasal düzenlemelerin ilgili hakkında uygulanıp uygulanmayacağı hususundaki değerlendirmenin mahkumiyet kararı veren mahkeme tarafından yapılması gerektiğinin dikkate alınmamasında isabet görülmediğinden 5271 Sayılı C.M.K.nın 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla,

Gereği düşünüldü:

KARAR : İncelenen dosya içeriğine göre kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde bulunduğundan,

SONUÇ : İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.02.2014 günlü, 2014/17 değişik iş sayılı kararının 5271 Sayılı C.M.K.nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Müteakip işlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 14.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın