T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
E. 2010/1158
K. 2013/4413
T. 9.12.2013
• AMBALAJ ATIKLARININ KONTROLÜ ( Geri Kazanım Oranlarını Tutturamayan Ekonomik İşletmelerin Zorunlu Depozito Uygulamasına Tabi Tutulması – Yönetmelikle Belirlenen Periyotlarda Hedeflerini Tutturamayan İşletmelere Para Cezası Öngören Yönetmelik Hükmünün Yürürlükte Bulunan Kanunun Suç Saymadığı Fiilden Cezalandırılmama İlkesine Aykırı Olduğu )
• GERİ KAZANIM ORANLARINI TUTTURAMAYAN EKONOMİK İŞLETMELERE PARA CEZASI ( Zorunlu Depozito – Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin Geriye Dönük İşlemler İçin Para Cezası Öngören Hükmünün İptali Gereği )
• İŞLENDİĞİ ZAMAN YÜRÜRLÜKTE BULUNAN KANUNUN SUÇ SAYMADIĞI FİİLDEN CEZALANDIRILMAMA İLKESİ ( Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği – Geri Kazanım Oranlarını Tutturamayan Ekonomik İşletmelerin Zorunlu Depozito ve Para Cezası )
2709/m. 38
Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği/m. 24, 41
ÖZET : Dava konusu Yönetmelikten önce yürürlükte bulunan Yönetmelik uyarınca yaptırıma bağlanan bir eylem olarak kabul edilmiyorken, ilk defa dava konusu Yönetmelikle cezai müeyyide veya idari yaptırım uygulanmasını gerektiren bir suç olarak kabul edilmiş olmasına rağmen, bu fiilin suç olarak kabul edildiği tarih, Yönetmeliğin 41/c maddesi ile geriye yürütülerek bir önceki Yönetmeliğin yürürlük tarihi olarak belirlenmesi “hiç kimsenin işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı” ilkesine aykırıdır.
İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesi’nin 09/12/2009 günlü, E:2007/7018, K:2009/11733 sayılı kararının, iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın iptale ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Dava; 04/06/2007 günlü, 26562 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”nin 41/c. ve 24/c. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesi’nin 09/12/2009 günlü, E:2007/7018, K:2009/11733 sayılı kararıyla; Anayasa’nın 56. maddesi ile 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8.,11. ve 20. maddelerinden bahsedilerek, çevresel açıdan belirli ölçütlere, temel koşul ve özelliklere sahip ambalajların üretimi, ambalaj atıklarının çevreye zarar verecek şekilde doğrudan ve dolaylı bir şekilde alıcı ortama verilmesinin ve öncelikle ambalaj atıklarının oluşumunun önlenmesi, önlenemeyen ambalaj atıklarının tekrar kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım yolu ile bertaraf edilecek miktarının azaltılması, ambalaj atıklarının belirli bir sistem içinde, kaynağında ayrı toplanması, taşınması, ayrıştırılması konularında teknik ve idari standartların oluşturulması ve bunlarla ilgili prensip, politika ve programlar ile hukuki, idari ve teknik esasların belirlenmesi amacıyla çıkarıldığı anlaşılan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin 24/c. maddesinde dayanağı Yasa maddelerine, çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ilkesine ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı; Yönetmeliğin, 41/c maddesine ilişkin kısmına gelince, Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinde, kimsenin işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceğinin öngörüldüğü; Anayasa’nın suç ve cezaların yasallığı ilkesine ilişkin belirtilen hükmünün, idari yaptırımlar yönünden de uygulanması gerektiği; bu itibarla, üçüncü yılda öngörülen hedeflere ulaşamayan işletme ve yetkili kuruluşlara cezai müeyyide ve idari yaptırım uygulaması ilk kez dava konusu Yönetmeliğin 24/c maddesi ile getirildiğinden, anılan bent hükmünün geçmişe yürür biçimde 01/01/2005 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe konulmasına ilişkin 41. maddesinin ( c ) bendinde suç ve cezaların yasallığı ilkesine ve hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin dava konusu 41/c. maddesinin iptaline, 24/c. maddesine yönelik olarak ise davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı idare, bu kararın iptale ilişkin kısmını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Dava konusu Yönetmeliğin yayımından önce, 30/07/2004 günlü, 25538 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/01/2005 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre, Yönetmelikte öngörülen geri kazanınım hedeflerini tutturamayan ekonomik işletmeler zorunlu depozito uygulamasına tabi tutulurken, 04/06/2007 günlü, 26562 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan dava konusu Yönetmelikle zorunlu depozito uygulamasından vazgeçilmiş, Yönetmeliğin 24. maddesinin ( c ) bendinde, yetkilendirilmiş kuruluşa üye olmayan piyasaya sürenler ile yetkilendirilmiş kuruluşlar için, bu Yönetmeliğin 19. maddesinde belirtilen geri kazanım oranlarını sağlayamamaları durumunda; üçüncü yılda da öngörülen hedeflere ulaşamazlarsa 2872 sayılı Kanun’un ilgili maddelerine göre cezai müeyyide veya idari yaptırım uygulanacağı öngörülmüş, 41. maddesinin ( c ) bendinde ise, Yönetmeliğin 19. maddesinde yer alan malzemeye göre yıllık geri kazanım hedefleri ile 24. maddesinin, 01/01/2005 tarihinde geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükümlerine yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, “işletmelerin Yönetmelikte öngörülen geri kazanım hedefini sağlayamamaları” fiili dava konusu Yönetmelikten önce yürürlükte bulunan Yönetmelik uyarınca yaptırıma bağlanan bir eylem olarak kabul edilmiyorken, ilk defa dava konusu Yönetmelikle, 2872 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca cezai müeyyide veya idari yaptırım uygulanmasını gerektiren bir suç olarak kabul edilmiş olmasına rağmen, bu fiilin suç olarak kabul edildiği tarih, Yönetmeliğin 41/c maddesi ile geriye yürütülerek bir önceki Yönetmeliğin yürürlük tarihi olarak belirlenmiştir.
Dolayısıyla, Yönetmeliğin dava konusu edilen 41/c maddesi, Anayasa’nın 38. maddesindeki, hiç kimsenin işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı ilkesine aykırı bulunmaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 09/12/2009 günlü, E:2007/7018, K:2009/11733 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının onanmasına, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.